SERI SONU: AGUSTOS KITAP ONERISI


Resmi olarak sonbahar ayina girdik… Burada yapraklar Agustos’ta kurumaya baslamisti. Kisa hazir miyim bilmiyorum; ama sonbahari iple cekiyorum. Bir suredir aylik kitap okumalarimi benimle paylastiniz. Isi biraktigimdan beri cokca kitap okudum ve cok da kendime vakit ayirma sansi elde ettim. Simdi okula donme vakti. Ektigim hayalleri bictigim bir sezon beni bekliyor. Artik her ay paylasim yapmayacagim. Bu surecte tavsiyelerimi dinlediginiz, mail, mesaj attiginiz icin tesekku ederim. Serinin kapanisini okumakta, utanarak soyluyorum ki gec kaldigim, onyargilarla hep oteledigim Virginia Woolf’un Kendine Ait Bir Oda’si var. Bundan yaklasik 6-7 yil once bir gun Mephisto’daydim ve elime Virginia Woolf kitabi alip kurcaladim. O kadar agir, uzun bilincakisi vardi ki, ‘’ben seninle bas edemem,’’ demistim. Sonra da o yargiyla surekli okumayi otelemistim. Neyse ki, ‘’Zamani geldiginde, zamanidir.’’

Virginia Woolf kadinlara seslendigi bu kitabinda cokca sunu hatirlatiyor; ‘’erkekler varsa bile sizin sayenizde varlar, anlatiyorlarsa bile sizi anlatiyorlar. Bunun farkina varin, siz sebebisiniz hayatin.’’ Gercekten de escinselligi gizlemek icin zamirlerin degistirilmesini saymazsak; tarihte surekli konusanlar hep erkekler, anlattiklari da hep kadinlar olmus. Kadinin icerik olarak eserlerde yerini aliyor olmasi gun gelmis degismis; ancak onda da yazin turlerinin erkekler tarafindan yaratilagelmis olmasindan muzdarip olmusuz.

Woolf, her kadinin kendine ait bir odasi ve belirli bir miktar geliri olmasi gerektigini soyluyor. Lukse degil, odaya ve her ay geleceginden emin oldugumuz paraya ihtiyacimiz var. Boylelikle yasamin kaygilarindan siyrilip kendimizi uretime, yaraticiligimiza adayabiliriz.

Woolf, 18 ve 19. yuzyilda kadinin yaratici yazin icerisindeki yerini arastiriyor, siz de ona eslik ediyorsunuz. Oldukca hizli akan, akarken de dusunduren, donemine gore degerlendirdiginizde ufuk acan bir kitap.

‘’Sizleri sorumluluklarinizi animsamaz, daha yuce, daha manevi olmaniz icin uyarabilirim; bircok seyin sizlere bagli oldugunu ve gelecek uzerinde yaratacaginiz etkiyi sizlere animsatabilirim. (...) Kisaca ve acikca, kisinin oldugu gibi gorunmesinin her seyden daha ustun sayilacagini soyluyorum. Costurucu bir bicimde soylemesini bilseydim, baskalarini etkileme dusleri kurmayin, derdim. Her seyi kendi icinde oldugu gibi dusunun.’’

Apartmanlar cumhuriyetinde, metrekareye dusen kisi sayisinin gun gectikce artmasiyla; kisinin kendine ait bir odaya sahip olmasi artik luks olabilir, ancak kisi, kendine ait bir alan, kose, masa, yatak, kuytu, koltuk ayirmalidir. Kendisini disarinin tum kaygilarindan arindiracak, ozgur olacagi bir alan. Bunu kendinize cok gormeyin. ‘’Iste burasi senin mutfagin, burada yemek yaparsin; bak burasi da salonun burada misafir agirlarsin; burasi yatagin, kocanla sevisirsin…’’ diyenlere inat, kendinize ait bir alani kendinize cok gormeyin.


Sevgiyle..

Yorumlar

Popüler Yayınlar