Her bebegin teyzesi, her annenin ebesi olmak istiyorum!
Bir anne
bebegini her ne sekilde dogurmus olursa olsun, bir mucizeyi gerceklestirdigiyle
yuzlesiyor. Verdigimiz fiziksel mucadele sonunda ruhsal olarak da
buyuyoruz. Bir canliyi icinde yasatip, buyutup, dunyaya getirme mucizesi
sonunda, herkesin kendine gore bir tecrubesi oluyor. Bu oyle bir
Kizkardeslerime
seslendim, diger kiz kardeslerime baskalari yoluyla ya da sosyal medya yoluyla
ulastim ve soyledigim tek sey ‘’yapabilirsin’’di. Yapamayacak gibi hisettiginde
‘’sunu bunu dusun’’. Belki ukala geldi sozlerim, belki sen cok biliyorsun
dendi, ben yine de bildigimde israr etmekten geri durmadim. Annelere bircok sey
soyledim de bir tanesine de ‘’cocuk oyle tutulmaz’’, ‘’cocugu ac birakiyorsun’’,
‘’cocuk bunu yapiyorsa soyledir’’ demedim. Iste ona hakkim da haddim de yok!
Cocuklar sizin. Siz benim kardesimsiniz. Beni
siz ilgilendiriyorsunuz, cocuklariniz da sizi. ‘’Sen nasil yapiyorsun?’’ diye
sorarsaniz nasil yaptigimi anlatirim, ama size neyi nasil yapacaginizi
soyleyemem. Kimse soyleyemez. Siz de kimseye soylemeyin. Yukarida bahsettigim
yardim etme gudusunun dozunu ayarlamak cok zor. Ancak bir durup da insanin
haddini bilmesi gerekiyor. Yardim etmek, bildigimizi aktarmak istiyoruz ancak
bazen siniri asiyoruz. Bu annelik dayanismasi boburlenmek ve yardim etmek
arasinda ipince bir cizgide gidip geliyor. Parmakucunda bir ucurum. Dengeyi iyi
bilmek lazim. Hele ki hemen hemen herkese
sosyal medya yuzunden/sayesinde ulasabildigimiz bu donemde.
Ben insanlari izlemeyi seven biriyim. Sakince
izlerim. Senelerce izledigim insanlar var. takip
ettigim degil, izledigim. Simdi insta-momlardan bahsedecegim biraz. Anne bloggerlardan.
Iyisini kotusunu ayirt etmek size kalmis, ben sepetimde agirlasan gozlemlerimi paylasacagim.
Oncelikle sanslilar ki bu sosyal medya, ozellikle instagram’in cikisiyla
cocuklari hemen hemen ayni yasta. Bu da su demek oluyor ki, gercekten cocuklar
sosyal medyaya dogdu. Hizli tuketim cagindayiz, gorsel her zaman kazanir,
yillarca blog yazmis kisileri bile sollar her anini fotograflayan kisi. Solladi
da. Kimi bloggerliktan, kimi dogrudan instagram’da cocugunun anlarini paylasarak
bir sekilde unlendi. Unlendi, diyorum cunku artik bu kisiler yalnizca sosyal medyada degil
anaakim medyada da gundem oluyorlar. Dunyamizin merkezi telefonlarimiz oldugu
icin, her ne kadar televizyon izleyen kitle bir yere gitmese de, telefon cagi
televizyon cagini yakaliyor.
Yazinin basinda bahsettigim kardeslik ve yardim hissiyle acilmis hesaplar
su an binlerce kisi tarafindan takip ediliyor. Markalarin da isine gelen, hedef
kitlelerine ulasmak ; is birligi yapmak icin zorlanmadan ve de buyuk butceler
odemeden ulasabilecekleri kisiler haline geldiler. Yillarin emeginden
bahsediyoruz. Fotograf paylasmanin neresi emek demeyin. O da bir is. Mesai. Vakit
harcaniyor. Keyifle yapiliyor diye emek degilmis gibi gorunmesin. Gerekli istikrara
sahip olunmasaydi, istikrar da emek ister; bu kisiler bugun bunca takipciye
sahip olmazdi. Benim bu annelerle cok derdim yok. Benim derdim Turkiye’de ‘’bir
sey’’ olmanin cok kolay olmasi. Bu kisiler verdikleri emekler sonunda cok
takipci sahibi olsun, markalar gelsin onlari bulsun; ama bu kisiler ‘bilir kisi’
adledilmesin! Yani sevgili kiz kardesim, Ayse anne cocuguna suda takla
attiriyor diye onun yaptigi dogru demek degil. Sen onun dedigini dinle,
yaptigini yapma.
Bu sorunu olusturan yalnizca
takipcinin zihniyeti degil ayni zamanda cok iyi bilinen markalarin bu annelere ‘’basin
toplantisi’’ yaptirmasi vb. etkinlikler guzelim takipci anneleri yanlis
yonlendiriyor. Is yalnizca urun tanitmakla kalmiyor, o anneler de zan altinda
kaliyor, ya da sinir bilmeyip kendilerini ‘’bir sey’’ saniyorlar. Bir sey
degilsiniz demiyorum, denilen ‘’sey’’ degilsiniz diyorum. Bu yanilsamaya
kapilmis, muhtemelen soyledigi yalana zamanla kendi de inanmis bir anne vardi
hatirlarsaniz. Sosyoloji okudugu halde kendini psikolog ilan etmis, cesitli danismanliklar
veriyordu. Turkiye’de bircok sey unutulur. Ben izlemeye devam ederim. Birkac aylik
kulucka donemine yattiktan sonra bu anne yeniden sahalara dondu. Hem de hicbir ozur dilemeden, bir aciklama yapma geregi
duymadan. Pacasina yapisanlar, onun kafasini kuma gommesiyle bir bir
uzaklastilar. Kiniyle bilenenler kaldi. Davalar acildi, dendi. Ofkeli kalabalik
dagildi. Kendisinin mutlu paylasimlarini goruyorum, mutlulugu daim olsun. Bilmiyor
olabilirsiniz, muhtemelen sizin icin gundemden dustu kendisi ama; yeniden
reklam almaya basladi. Biliyor muydunuz?
Turkiye’de bir sey-ler olmaktan
devam edelim… Su ara gundemde avukat, kendini feminist olarak tanitan, ‘’cocugunu
teshir etme’’ diyerek Instagram annelerine saldiran; nereden adini duyuracagini
iyi bilen, zeki; ancak feminizmin kiyisindan gecmeyen bir sahis var; Feyza
Altun. Kendisinin cocugun teshir edilmesindeki savasini hakli buluyor; onu da
izliyordum. Ancak cok gecmeden feminizmle pek de ilgisi olmadigini gormeye
basladim. Feminist dedigin, her turlu baskiya karsi cikandi. Bu sahis, insta-annelerin
uzerine insanlari saldi. Ben dedi
okumus etmis feminist -avukat- kitap cikarmis bir kadinim. Ben dedi ust akilim,
sizden ustunum dedi. Bu, bu, bu sahislar dedi okumamis etmemis, cocugunun
fotografini paylasip para kazaniyor, dedi. Haksizlik degil mi, dedi. Insta annelerin
mutlu hayatlarina imrenen haset kitle birden bu annelere saldirdi. Nerede feminizm?
Canim senin bu dedigin, bildigimiz fasizm!
Simdilerde kendisi bir
televizyon programinda ‘’danismanlik’’ yapiyormus duyduguma gore. Kocasindan dayak
yiyen kadinlari, kocalariyla baristirmakmis gorevi. Unutmadan, kendisinin TEDx
konusmasi da pek meshur. O konusma metninin, ozellikle ‘’feminizm herkes
icindir’’ kitabindan alinti oldugunu neden soylememis kimseye? Kimse kitap
okumaz bizim memlekette di mi? Sen yine cik sahneye, yine oku bir metin,
kendininmis gibi… ama de ki ben bu konusmayi falanca kitaplardan derledim, siz
de okuyun, bilinclenin de… Diyemedin di mi? Niye?
Cocugu teshir etme konusunun adi gecmisken… Herkesin cocugu kendine
demistim, demeye devam edeyim. Ancak siz de biraz silkelenin takipci
kardeslerim. Cocuklara asla bir sey demem. Ben burada anneligimden
bahsediyorum. Anneliginden bahseden anneleri severek takip ediyorum. Cocugunu teshir
edip uzerinden ozellikle de ‘’vergi vermeden’’ para kazanan anneleri de
goruyorum. Bir soruyla bu konuyu da kapayalim. Gecenlerde bir annenin 3-4
yasindaki ogluna ‘’kiz aradigini’’ gordum. Kendince egleniyordu. Gelin bakiyorum
kendime, diyerek muhtemelen bir turlu cikamadigi evinde cani oldukca
sikilmisti. Biraz etkilesim ariyordu ruhu. Kucuk kiz bebegi de var, emzir emzir
yorucu. Ogluma kiz bakiyorum, hadi eglenelim. Sonra bu anne muhtemelen 18 yasinda
ya da biraz daha buyuk kisilerin attigi mesajlari yayinladi. Ay, dedi ogluma ne
cok talip var. Kizlar da mesajlarinda ‘’Yerim’’, ‘’ben talibim’’, ‘’buyusun
evlenecegim onunla’’ gibi mesajlar atmislardi. Opucuk attiklari fotograflarini da
ilistirerek. Bu ikiyuzlulugu midem kaldirmiyor. Bu kadin kiz cocugunun
fotografini paylasip, cocuguma koca ariyorum, yazsaydi bu olayi hepiniz
konusuyordunuz su an. Bu bir anlik ‘’eglence’’, bir annenin zihniyetinin
yansimasidir. Bu ikiyuzluluge de dur deyin!
Bu paylasim cilginliginin
sebebini neden gormezden geliyoruz? Hepimiz begenilmeyi, takdir edilmeyi
sevmiyor muyuz? Icimizdeki zavalli cocugun basi oksansin, istemiyor muyuz? Peyami Safa’nin
‘Yalniziz’ kitabinin adi bile bana cok sey ogretti. Yalnizligimizi neden kucaklayamiyoruz? On kamerayi acip calan sarkida
kendimizce klip cekmelerimiz cocuklugumuzdan kalma bir aliskanlik degil mi? Ayna
karsilarindan? Ya da eve ziyarete gelenlere verdigimiz konserler. Annelerimiz arkadaslariyla
sohbet ederken, ‘’Anne bak! Anne bak!’’ deyislerimizin devami degil mi
verdigimiz pozlar? Bunun kime ne zarari var. Sarilin yalnizliginiza. Mutsuzlugunuza.
Her yalnizlik, mutsuzluk degil ama!
''yalnizim, evet yalniziz. yani, bak, buyuk kalabaliklarin ortasinda, insan
denilen sosyal varlik kendi ic dunyasinin mahpusu halinde, sifasiz bir
yalnizliga mahkum. Yalnizim, evet herkes yalnizdir, yalniziz. Butun ihtilaflarimizda
yalnizliklarimiz carpisiyor. Hatta kendi kendimizle mucadelemizde bile
kendilerimiz birbirine karsi yalnizdir.’’
Peyami Safa
Yorumlar
Yorum Gönder