Juliet Iyi ki Krese Gidiyor

Ben kendimi bildim bileli edebiyatla, kitaplarla ic ice yasamis bir insanim. Kendimi en yakin buldugum da varolus edebiyati. Bu yolculuga Albert Camus ile basladim, Sartre ile devam ettim, yolum sonunda Kafka’ya ulasti. Bu arada Hermann Hesse ile de gunlerim gecti tabii ama gonlumde yer bulan hep Kafka’ydi. Sartre’a ugramisken Simone de Beauvoir ile tanismamak mumkun degildi. Sayilara, tarihlere cok inanirim. Onun oldugu gun, benim dogum gunum. Ismi gecen her yazarin ruhu benim ruhumda can buluyor, buna inaniyorum.
Varolus edebiyatina kendimi yakin hissetmem bir tesaduf degil. Gobek bagim kesildigi andan itibaren kendimi hep yalniz biri olarak gordum. Cocukken de bu hissi iliklerime kadar yasadigimi hatirliyorum. Bu sebeple hamileligimde de, Juliet dogdugunda da onu hep bir birey olarak gordum. Benden bagimsiz. Bana bagli ama bagimli olmasin istedim. Dogdugu andan itibaren attigim her adimda dusundugum ilk sey ‘’Bu yaptigim, onun karakterinin gelisiminde ona ne kadar katki sagliyor?’’ Juliet’i iki bucuk aylikken krese verdigimde de dusundugum buydu. Bu kararim, ona ne gibi artilar katiyor? Benden neler goturuyor? Burada onemli olan benim duygularim mi, onun gelisimi mi? Simdi sizinle kendime verdigim cevaplari, yaklasik dort ay sonunda da geldigimiz noktayi paylasacagim.
Kresleri gezerken dikkat ettigimiz ozellikler, ev ortamina, sicakligina sahip olmasiydi. Sevgilim, kreslerin muduruyle konusurken ben de etrafi ve cocuklari izliyordum. Surekli cocuk kahkahalari duydugum kresi sectik. Butun cocuklar mutluydu. Birbirleriyle ya da bir baslarina oynuyorlardi. Yaklasik 200 cocugun oldugu bu kreste, her cocuk yasina gore gruplara ayrilmisti. Dikkat ettigim ozelliklerden biri de buydu, akranlariyla bir arada olsun. Her grupta uc ogretmen vardi. Gruplarda en fazla 8 cocuk vardi.  


Cocuklarin yaslari arttikca gruba aldiklari ogrenci sayisi daha da artiyor, ancak bebeklerin oldugu grupta en fazla 8 bebek var. Seker kesinlikle yasak, her gun mutfaginda yemek pisiyor. Cocuklara kahvaltida nutellali ekmek veren Hollanda kulturunde, her gun yemek pisiyor olmasi bizim icin cok cok onemliydi. Bebekken girdigi bu kapidan, 4 yasinda okula baslarken cikmasini umut ediyorduk. Bu sebeple ilk gezdigimiz gunde de, Juliet’in deneme gunlerinde de cok memnun kaldik.
Juliet, kresin kapisindan girdiginde, hala anneye, memeye  bagli bir donemdeydi. Surekli uyuyor, sut iciyor ve uyuyordu. Grubun en kucuguydu, diger bebekler artik oturuyor, hatta emekliyorken, Juliet neredeyse tum gun uyuyordu. Sabah uyurken onu birakiyor, aksam uyurken aliyorduk. Yaklasik iki hafta canim cok acidi. Sonra ic sesim yukselmeye basladi. ‘’Onun yeri, akranlarinin yani.’’ Kresin bir uygulamasi var, yedigi, ictigi, uyudugu her saati sizinle paylasiyorlar. Bu, cocugunuzun gelisimi icin onemli. Gunde kac bez degistirdiginizi bilmezken, donup baktiginizda, ornegin; gunde sekiz bez degismis, demek ki doyuyor, besleniyor, diyebiliyorsunuz. Benim icin bu tabloyu gorebilmek cok onemli.
Oteyandan ise donmek bana da cok iyi gelmisti. Kendime vakit ayirmaya baslamistim. Benim icin kendime vakit ayirabilmem cok kiymetli. Haftanin dort gunu ise gidip gelmek, Juliet’in de baska cocuklarla sosyallestigini bilmek, beni hayata karsi motive ediyordu. Lohusalik 40 gun suruyor deseler de, her gecen gun kara bulutlarin gittigini hissediyordum. Ruhsal ve fiziksel olarak iyilesmem hizlanmisti. Is yerinde surekli sut sagmak, ertesi gun icin yeterli miktarda sut uretmek beni baslarda strese sokuyordu. Krese de, daha cogunu talep ederse mama takviyesinde bulunabilirsiniz, demistim. Sutler ucu ucuna yetiyordu. Zamanla anne sutunu sadece geceleri ya da aksamlari vermeye basladim. Gunduzleri de mamayla besleniyordu.
Onceleri onu besikte kundaklayip, basini oksayarak, besigi yavasca sallayarak uyutuyorlardi. Diger cocuklarin sesleriyle beraber uyumayi ogrendi. 6.ayina kadar uyku odasina koyulmasini istemedim. Hep gozleri uzerinde olsun istedim. Uyku odalari karanlik, ve ses gecirmeyen odalar. Cocuklar korkuluklu yataklarda, uyku tulumlariyla yatiyorlar. Ses monitorleri, ogretmenlerin oldugu yerde duruyor. 5 dakikada bir cocuklar kontrol ediliyor. Juliet, 6. ayinda uyku odasina gecti. Karanlik oldugu icin, gunduzleri az uyuyan cocuk bir anda 3-4 saat uyur oldu. Ancak 3 saatte bir uyandirilip, beslenmesini istedim. Yoksa gece uyumayacakti. Juliet, kresin de sayesinde uykuya gecisi ogrendi. Yaninda duruyorduk, huysuzlanirsa basini oksuyorduk, kafasini saga sola cevirip, tekme atiyordu. Ama yuzunden anliyorsunuz, uyumak istiyor, nasil yapacagini bilmiyor. Bir sag, bir sol kafayi ceviris, hop uykuya dalis. Baslarda uyku odasinda da, evde kendi odasinda da yanina kendi tshirtumu koyuyordum. Bazen tshirtume sarilmis buluyordum onu. Her gecen gun gurur duyuyorum onunla ve kendimle.
Krese verdiginiz paraya degiyor. Zaten mama, bez masrafi yapiyorsunuz, kres sizin icin bunlari aliyor. Emzik, onluk vs. gibi ihtiyaclari da karsiliyorlar. Kres sayesinde Juliet’in bir rutini var. Bebekler rutini sever. Bir duzen olusturuyorlar sizin isinizi kolaylastiriyorlar. Biz Hollandali degiliz, Juliet’in burada buyumesini ve toplumun bir parcasi olmasini, kendini ‘’oteki’’ hissetmemesini istiyoruz. Ben ona Turkce konusuyorum, evde Ingilizce konusuluyor, kreste de surekli Hollandaca duyuyor. Haftanin dort gunu krese gitmese, ben muhtemelen ona oyun grubu bulacaktim, diger gocmenlerin cocuklariyla birlikte. Simdi 6 bucuk aylik ve kresi de kendi evi saniyor. Erken yasta krese vermenin en buyuk artisi, daha bize baglanmadan, kresi- okulu hayatin bir parcasi saniyor olmasi. Boylelikle adaptasyon sorunu yasamayacagiz. Her gun ayni insanlari goruyor. Baslarda, orada daha cok vakit gecirdigi icin onlari ailesi sanacak diye uzulmustum. Bunlar hep hormonlarin sesi, dinlemeyin. Bebek sizi taniyor. Zaten sizi secip geldi. Buna inanin. Sizi unutmasi mumkun degil.
Ben Juliet’in kendi kendini mutlu etmesini, kendini sevmesini, ileride ayaklari uzerinde durmasini, sosyal olmasini, sabretmeyi ogrenmesini, hayatta herkesin esit oldugunu bilmesini istiyorum. Bunun icin BLW’yi sectim ornegin, kendi kendini beslemeyi ogrensin istiyorum. Kreste, sabretmeyi, sirasini beklemeyi ogreniyor. Oyun oynamayi, paylasmayi ogreniyor. Kendi kendine vakit gecirmeyi ogreniyor. Izliyor diger cocuklari, onlardan bir seyler ogreniyor. Baska insanlara gulumsuyor, yabancilamiyor kimseyi. Bir yere gitmek istedigimizde, komsumuzdan rica edebiliyoruz, onunla da guzel vakit geciriyor. Onunla gun gectikce hayat cok guzellesiyor. Bir seylere sasirdigini, meraklandigini gordukce gozlerim doluyor. Bizimle birlikteyken de surekli ilgi onda olsun istemiyor, bizi izleyip, kiyafetinin etiketiyle oynayarak da vakit gecirebiliyor. Umarim herkes diledigi gibi bir kres bulur. Sevgiyle buyusun butun bebekler. Sevgiler…



Yorumlar

Popüler Yayınlar